resolution
resolution
British pronunciation
/ɹˌɛzəlˈuːʃən/

"resolution"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Resolution
01

azim, kararlılık

a firm decision to do something or to behave in a certain way, often made after careful consideration
resolution definition and meaning
example
Örnekler
She made a resolution to finish writing her novel by the end of the year.
O, yıl sonuna kadar romanını yazmayı bitirme kararı aldı.
Setting a resolution to save more money each month helped him achieve his financial goals.
Her ay daha fazla para biriktirme kararı onun finansal hedeflerine ulaşmasına yardımcı oldu.
02

görüntü netliği

the quality and clarity of an image or video display
resolution definition and meaning
example
Örnekler
The new camera shoots photos in ultra-high resolution.
Yeni kamera, ultra yüksek çözünürlükte fotoğraf çeker.
Streaming in 4 K resolution requires a strong internet connection.
4K çözünürlükte yayın yapmak güçlü bir internet bağlantısı gerektirir.
03

önerge

an official decision that is made, particularly when an official body takes a group vote
example
Örnekler
At the annual meeting, members will vote on several important resolutions.
Yıllık toplantıda üyeler birkaç önemli karar üzerinde oy kullanacak.
The committee passed a resolution to increase the annual budget.
Komite, yıllık bütçeyi artırmak için bir karar aldı.
04

çözüm yolu

the act of solving a problem, dispute, or difficulty
example
Örnekler
Quick resolution of the conflict prevented further tension.
Çatışmanın hızlı çözümü daha fazla gerilimi önledi.
Negotiations led to the resolution of the labor dispute.
Müzakereler, iş uyuşmazlığının çözümüne yol açtı.
05

kararlılık, azim

the quality of being determined or resolute
example
Örnekler
Determination and resolution are key to success.
Kararlılık ve azim başarının anahtarıdır.
The leader 's resolution never wavered.
Liderin kararlılığı asla sarsılmadı.
06

çözünürlük gücü, çözünürlük

the ability of an optical instrument to distinguish closely spaced objects
example
Örnekler
The telescope has a high resolution for observing distant stars.
Teleskop, uzak yıldızları gözlemlemek için yüksek bir çözünürlüğe sahiptir.
A microscope with better resolution reveals finer details.
Daha iyi çözünürlüğe sahip bir mikroskop daha ince detayları ortaya çıkarır.
07

ayrıştırma, çözümleme

the process of separating something into distinct, identifiable parts for analysis
example
Örnekler
The chemist performed resolution of the mixture into its individual compounds.
Kimyager, karışımın bireysel bileşiklerine ayrıştırılmasını gerçekleştirdi.
Spectral resolution allowed the scientist to identify different light wavelengths.
Spektral çözünürlük, bilim insanının farklı ışık dalga boylarını tanımlamasına olanak sağladı.
08

çözüm, sonuç

the final outcome of a situation after decisions or problems have been addressed
example
Örnekler
The dispute reached a resolution after months of negotiation.
Closure on the project came with the resolution of key issues.
Projenin kapanışı, anahtar sorunların çözümü ile geldi.
09

çözüm yolu

a formal statement or decision adopted by an official body, often following a vote
example
Örnekler
The UN adopted a resolution condemning the aggression.
BM, saldırıyı kınayan bir karar aldı.
The city council passed a resolution to improve public parks.
Belediye meclisi, kamu parklarını iyileştirmek için bir karar aldı.
10

çözüm, armonik çözüm

the deliberate transition from discordant or tense notes or chords to harmonious and stable ones, delivering a musically satisfying and conclusive sound
example
Örnekler
The musical tension reached its peak, and then the resolution came, bringing a sense of calm as the orchestra harmoniously resolved to the final chord.
Müzikal gerilim zirvesine ulaştı ve ardından çözülme geldi, orkestra uyumlu bir şekilde son akora geçerken bir huzur duygusu getirdi.
The dissonant notes in the jazz improvisation were skillfully navigated, leading to a resolution that left the audience with a feeling of fulfillment.
Caz doğaçlamasındaki uyumsuz notalar ustalıkla yönlendirildi, dinleyicilere bir tatmin duygusu bırakan bir çözüme yol açtı.
11

rezolüsyon, iyileşme

the subsiding of inflammation or swelling in the body
example
Örnekler
The patient showed full resolution of the lung infection.
Inflammation may take weeks to reach complete resolution.
İltihabın tam çözülmeye ulaşması haftalar sürebilir.

Leksikal Ağaç

irresolution
resolution
solution
App
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store