precisely
Örnekler
The coordinates were entered precisely to ensure accurate navigation.
Koordinatlar, doğru navigasyon sağlamak için tam olarak girildi.
She arrived at precisely 10 o’clock.
Tam olarak saat 10'da geldi.
02
dikkatlice
in a careful and accurate manner, with great attention to detail
Örnekler
The doctor explained the procedure precisely before starting.
Doktor, işlemi başlamadan önce tam olarak açıkladı.
She cut the fabric precisely to match the pattern.
O, desenle tam olarak eşleşmesi için kumaşı tam olarak kesti.
03
kesinlikle
used to express complete agreement
Örnekler
" That 's exactly how I feel! " " Precisely! "
« İşte tam olarak böyle hissediyorum! » « Tam olarak ! »
" We need to work together to solve this. " " Precisely, that's the best approach. "
« Bunu çözmek için birlikte çalışmamız gerekiyor. » « Tam olarak, bu en iyi yaklaşım. »
Leksikal Ağaç
imprecisely
precisely
precise
