libel
li
ˈlaɪ
lay
bel
bəl
bel
British pronunciation
/lˈa‍ɪbə‍l/

"libel"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Libel
01

iftira

a published false statement that damages a person's reputation
example
Örnekler
The celebrity sued the tabloid for libel after it published false and damaging statements about her personal life.
Ünlü, kişisel hayatı hakkında yanlış ve zarar verici ifadeler yayınladıktan sonra tabloidi iftira attığı için dava etti.
Libel is considered a serious offense because it involves making defamatory written statements that can harm someone's reputation.
İftira, birinin itibarına zarar verebilecek karalayıcı yazılı ifadelerde bulunmayı içerdiği için ciddi bir suç olarak kabul edilir.
02

iftira, karalama

a written statement in a legal case, outlining the harmful statements made against someone and what they seek from the court
example
Örnekler
The defendant 's legal team responded to the libel with a motion to dismiss, arguing that the statements in question did not constitute defamation.
Sanığın avukat ekibi, iftira iddiasına, söz konusu ifadelerin iftira teşkil etmediğini savunarak davanın reddi talebiyle yanıt verdi.
The judge reviewed the libel to determine if the allegations met the legal criteria for defamation under state law.
Hakim, iddiaların eyalet yasasına göre iftira için yasal kriterleri karşılayıp karşılamadığını belirlemek için iftira belgesini inceledi.
to libel
01

iftira etmek

to publish a false statement that damages a person's reputation
example
Örnekler
The journalist was sued for libeling the celebrity in an article.
Gazeteci, bir makalede ünlüyü iftira ettiği için dava edildi.
He claimed the blog post libeled him by spreading false accusations.
Blog yazısının, yanlış suçlamalar yayarak onu iftira ettiğini iddia etti.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store