to flood
01
su taşmak
to become covered or filled by water
Intransitive
Transitive: to flood a place or area
Örnekler
Emergency services were on high alert as the storm threatened to flood the coastal towns.
Fırtınanın sahil kasabalarını su basması tehdidi üzerine acil servisler yüksek alarm durumundaydı.
After the winter thaw, the low-lying areas began to flood, prompting residents to evacuate to higher ground.
Kış erimesinden sonra, alçak kesimler su basmaya başladı ve bu da sakinleri daha yüksek yerlere tahliye etmeye zorladı.
02
su taşmak
(of a river) to become filled and overflown with water and spread it onto the surrounding lands
Intransitive
Örnekler
When the snow melted rapidly, the river flooded, inundating low-lying areas.
Kar hızla eridiğinde, nehir taştı ve alçak kesimleri su altında bıraktı.
After days of heavy rain, the river finally flooded, disrupting transportation routes.
Günlerce süren şiddetli yağmurlardan sonra, nehir nihayet taştı, ulaşım yollarını aksattı.
03
sel basmak, doldurmak
to fill in large quantities or numbers in an overwhelming way
Transitive: to flood sth
Örnekler
Emails flooded her inbox after the announcement.
Duyurudan sonra e-postalar gelen kutusunu sel gibi bastı.
Compliments flooded his social media after he shared his artwork.
Sanat eserini paylaştıktan sonra sosyal medyası övgülerle doldu.
04
bastırmak, doldurmak
to supply or provide too much of something
Transitive: to flood sth with a resource
Örnekler
The company flooded the market with new products, driving up competition.
Şirket, piyasayı yeni ürünlerle bastırarak rekabeti artırdı.
She flooded the room with light by opening all the curtains.
O tüm perdeleri açarak odayı ışıkla sel gibi doldurdu.
Flood
01
sel
the rising of a body of water that covers dry places and causes damage
Örnekler
After the flood, many people were left homeless.
Sel sonrasında birçok insan evsiz kaldı.
Rescue teams were sent to help those affected by the flood.
Kurtarma ekipleri, selden etkilenenlere yardım etmek için gönderildi.
02
flood ışığı, geniş ışık
light that is a source of artificial illumination having a broad beam; used in photography
03
sel, taşkın
a large flow
04
sel, taşkın
an overwhelming number or amount
05
sel, taşkın
the act of flooding; filling to overflowing
06
taşkın
the occurrence of incoming water (between a low tide and the following high tide)
Leksikal Ağaç
flooded
flooding
flood
