terrific
Örnekler
She had a terrific smile that brightened up the room and made everyone feel welcome.
Odanın havasını aydınlatan ve herkesi kendine çeken harika bir gülümsemesi vardı.
His terrific sense of style was evident in his well-coordinated outfits and attention to detail.
Onun terrific tarz anlayışı, iyi koordine edilmiş kıyafetlerinde ve detaylara olan dikkatinde belliydi.
02
very great in degree, intensity, or extent
Örnekler
The storm produced terrific waves along the coast.
He felt a terrific pain in his leg.
03
korkunç, dehşet verici
causing intense fear or shock due to overwhelming force, sound, or danger
Örnekler
A terrific scream echoed through the dark forest.
Karanlık ormanda dehşet verici bir çığlık yankılandı.
The villagers spoke of a terrific beast that haunted the woods.
Köylüler, ormanda dolaşan müthiş bir canavardan bahsediyorlardı.
