to befog
01
bulandırmak, kafa karıştırmak
to make something unclear or confusing
Transitive: to befog sb
Örnekler
The convoluted explanations befogged the listeners, leaving them uncertain about the topic.
Karmaşık açıklamalar, dinleyicileri bulandırdı ve konu hakkında belirsiz bıraktı.
The contradictory information presented by the witness befogged the jury, making it challenging to reach a verdict.
Tanığın sunduğu çelişkili bilgiler jüriyi bulandırdı, bir karara varmayı zorlaştırdı.
02
karartmak
to cover or obscure something with fog or smoke, making it hard to see
Transitive: to befog a sight
Örnekler
The thick mist befogged the view of the mountains.
Kalın sis, dağların görünümünü bulandırdı.
Smoke from the fire befogged the streets, making it hard to breathe.
Yangının dumanı sokakları sisle kapladı, nefes almayı zorlaştırdı.
Leksikal Ağaç
befogged
befog
fog
