Beetle
01
böcek
a large, typically black insect, which has a hard case on its back that covers its wings
Örnekler
As I lifted the rock, a shiny green beetle scurried away.
Kaya kaldırdığımda, parlak yeşil bir böcek kaçtı.
The beetle burrowed into the soft soil to create its underground home.
Böcek, yeraltı evini oluşturmak için yumuşak toprağa girdi.
02
tokmak, ahşap çekiç
a tool resembling a hammer but with a large head (usually wooden); used to drive wedges or ram down paving stones or for crushing or beating or flattening or smoothing
to beetle
01
tokmakla dövmek, çekiçle vurmak
beat with a beetle
02
bir böceğe benzeyen bir şekilde uçmak veya gitmek, bir böcek gibi hareket etmek
fly or go in a manner resembling a beetle
03
üzerinde sarkmak, üzerinde asılı durmak
be suspended over or hang over
beetle
01
çıkıntılı, belirgin
jutting or overhanging
