passively
Örnekler
She listened passively as the manager criticized her performance.
Müdür performansını eleştirirken pasif bir şekilde dinledi.
He stood passively while others argued over the decision.
Başkaları karar hakkında tartışırken o pasif bir şekilde durdu.
02
pasif olarak, edilgen bir şekilde
by receiving a signal or energy rather than generating it
Örnekler
The radar system detects aircraft passively to avoid revealing its position.
Radar sistemi, konumunu açığa çıkarmamak için uçakları pasif olarak tespit eder.
Modern satellites can passively track weather data from space.
Modern uydular, uzaydan hava durumu verilerini pasif olarak takip edebilir.
2.1
pasif olarak, doğal yollarla
by using natural sources like sunlight
Örnekler
The building is designed to be passively cooled using cross-ventilation.
Bina, çapraz havalandırma kullanılarak pasif olarak soğutulacak şekilde tasarlanmıştır.
Sunlight passively warms the house through large south-facing windows.
Güneş ışığı, büyük güneye bakan pencereler aracılığıyla evi pasif olarak ısıtır.
03
edilgen bir şekilde
(grammar) in a way that reflects passive grammatical construction, where the subject receives the action
Örnekler
The sentence was passively written to emphasize the result, not the agent.
Cümle, sonucu vurgulamak için pasif bir şekilde yazılmıştır, faili değil.
It 's better to say " They made a mistake " than to express it passively as " A mistake was made. "
"Bir hata yapıldı" demektense "Onlar bir hata yaptı" demek daha iyidir, bunu pasif bir şekilde ifade etmektense.
Leksikal Ağaç
impassively
passively
passive



























