involved
01
bulaşmış
actively participating or included in a particular activity, event, or situation
Örnekler
She was deeply involved in organizing the charity event, overseeing every detail to ensure its success.
O, hayır etkinliğinin organizasyonunda derinden dahil oldu, başarısını sağlamak için her detayı denetledi.
The students were actively involved in the classroom discussion, sharing their thoughts and ideas.
Öğrenciler, sınıf tartışmasında aktif olarak yer aldılar, düşünce ve fikirlerini paylaştılar.
02
dolanmış, bataklığa saplanmış
entangled or hindered as if e.g. in mire
03
dahil, duygusal olarak bağlı
emotionally involved
04
karmaşık
complex and difficult to understand due to many connected parts
Örnekler
The instructions were too involved for a beginner to follow.
Talimatlar bir başlangıç için takip etmek için çok karmaşıktı.
The plot of the novel was so involved that it required multiple readings to grasp fully.
Romanın konusu o kadar karmaşıktı ki tamamen kavramak için birden fazla okuma gerektiriyordu.
05
dahil, sarılı
enveloped
Leksikal Ağaç
uninvolved
involved
involve



























