flay
flay
fleɪ
fley
British pronunciation
/flˈe‍ɪ/

"flay"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to flay
01

yüzmek, derisini yüzmek

to strip the skin or outer covering from a person, animal, or object, often as part of preparation or punishment
Transitive: to flay sb/sth
example
Örnekler
The hunter flayed the deer before curing the hide.
Avcı, deriyi işlemeden önce geyiği yüzdü.
Ancient punishments sometimes involved flaying enemies alive.
Eski cezalar bazen düşmanları diri diri yüzmeyi içeriyordu.
02

yermek, eleştirmek

to criticize someone severely, often in public
Transitive: to flay sb/sth
example
Örnekler
The critic flayed the play for its weak script and poor acting.
Yüzmek eleştirmen, zayıf senaryosu ve kötü oyunculuğu nedeniyle oyunu yerden yere vurdu.
He was flayed in the press after the scandal broke.
Skandal patlak verdikten sonra basında yüzülmüştü.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store