distinguished
Örnekler
The distinguished scientist received the Nobel Prize for her groundbreaking research.
Seçkin bilim insanı, çığır açan araştırması için Nobel Ödülü'nü aldı.
The professor was a distinguished scholar in the field of astrophysics.
Profesör, astrofizik alanında seçkin bir bilgindi.
02
seçkin, saygın
highly respected and notable, reflected in appearance or behavior
Örnekler
The distinguished professor received a standing ovation for his groundbreaking research.
Seçkin profesör, çığır açan araştırması için ayakta alkışlandı.
Her distinguished manner at the event drew admiration from all who met her.
Etkinlikteki seçkin tavrı, onunla tanışan herkesin hayranlığını çekti.
Leksikal Ağaç
undistinguished
distinguished
distinguish



























