distinctly
01
belirgin biçimde
in a way that shows an easily distinguishable quality
Örnekler
The colors of the two flags were distinctly different.
İki bayrağın renkleri belirgin bir şekilde farklıydı.
Her voice was distinctly recognizable in the crowded room.
Kalabalık odada sesi açıkça tanınabilirdi.
02
açıkça, belirgin bir şekilde
in a clear, definite, and easily distinguishable manner, often referring to clarity of thought, perception, or expression
Örnekler
He distinctly remembers the details of the event, even after many years.
Olayın detaylarını, uzun yıllar sonra bile açıkça hatırlıyor.
She could distinctly sense that something was wrong, even without being told.
Ona, söylenmese bile, bir şeylerin yanlış olduğunu açıkça hissedebiliyordu.
03
belirgin şekilde, açıkça
to a distinct degree
Leksikal Ağaç
indistinctly
distinctly
distinct
