clouded
01
bulutlu, kapalı
obscured by clouds, resulting in a lack of direct sunlight and a generally overcast appearance
Örnekler
The clouded afternoon left the park devoid of sunlight, making it feel cooler.
Bulutlu öğleden sonra, parkı güneş ışığından mahrum bıraktı ve daha serin hissettirdi.
She preferred the clouded days for reading, as the absence of sun created a cozy atmosphere.
Okumak için bulutlu günleri tercih ederdi, çünkü güneşin yokluğu rahatlatıcı bir atmosfer yaratırdı.
02
bulutlu, endişeli
made troubled or apprehensive or distressed in appearance
03
bulanık, kafası karışık
mentally disordered
04
bulanık, karışık
unclear in form or expression
Leksikal Ağaç
unclouded
clouded
cloud



























