bumpy
Örnekler
The plane had a bumpy landing due to strong winds.
Uçak, güçlü rüzgarlar nedeniyle sarsıntılı bir iniş yaptı.
The bumpy ride on the roller coaster thrilled the passengers.
Roller coaster'daki tümsekli yolculuk yolcuları heyecanlandırdı.
Örnekler
The skin of the orange was bumpy, with small protrusions dotting its surface.
Portakalın kabuğu pürüzlü idi, yüzeyinde küçük çıkıntılar vardı.
The wooden table was bumpy, with knots and imperfections in the surface.
Ahşap masa pürüzlü idi, yüzeyinde düğümler ve kusurlar vardı.
Örnekler
His career had a bumpy start, but he eventually found success.
Kariyeri engebeli bir başlangıç yaptı, ancak sonunda başarıyı buldu.
The project had a bumpy progress, with many delays and setbacks.
Proje, birçok gecikme ve aksilikle düzensiz bir ilerleme kaydetti.
Leksikal Ağaç
bumpiness
bumpy
bump



























