tumultuous
01
gürültülü, karmaşık
having a loud and chaotic sound, often associated with uproar or disorder
Örnekler
The tumultuous applause filled the auditorium after the performance.
Performansın ardından gürültülü alkışlar salonu doldurdu.
His tumultuous laughter echoed through the room, contagious and infectious.
Onun gürültülü kahkahası odayı kapladı, bulaşıcı ve etkileyici.
Örnekler
Their tumultuous relationship was marked by frequent arguments and emotional turbulence.
Onların çalkantılı ilişkisi, sık sık yaşanan tartışmalar ve duygusal çalkantılarla doluydu.
The market experienced a tumultuous day with stock prices fluctuating wildly amid economic uncertainty.
Piyasa, ekonomik belirsizlik ortasında hisse fiyatlarının vahşice dalgalanmasıyla çalkantılı bir gün yaşadı.
Leksikal Ağaç
tumultuously
tumultuousness
tumultuous
