Ara
knobby
Example
The knobby roots of the tree made walking through the forest challenging.
Ağacın düğümlü kökleri ormanda yürümeyi zorlaştırıyordu.
She admired the knobby surface of the handmade pottery.
Elde yapılmış çömleğin pürüzlü yüzeyine hayran kaldı.
