blushing
Örnekler
She felt her cheeks grow blushing as she received the unexpected compliment.
Beklenmedik iltifatı alırken yanaklarının kızardığını hissetti.
His blushing face was a clear sign that he was nervous about speaking in public.
Onun kızaran yüzü, topluluk önünde konuşmaktan dolayı gergin olduğunun açık bir işaretiydi.
Kelime Ailesi
blush
Verb
blushing
Adjective
unblushing
Adjective
unblushing
Adjective



























