rosy
01
pembemsi
having a pinkish-red color
Örnekler
The painting depicted a serene landscape with rosy clouds in the sky.
Tablo, gökyüzünde pembe bulutlarla sakin bir manzarayı tasvir ediyordu.
She wore a rosy lipstick that complemented her complexion.
Cildini tamamlayan pembe bir ruj sürdü.
02
gül renkli
having a warm, pinkish hue on the face that suggests vitality, cheerfulness, or good health
Örnekler
The rosy glow of her cheeks was a testament to her cheerful demeanor.
Yanaklarının pembe parıltısı, neşeli tavrının bir kanıtıydı.
His face took on a rosy tint as he laughed heartily with friends.
Arkadaşlarıyla içtenlikle gülerken yüzüne pembemsi bir renk geldi.
03
karlı
indicating or predicting a favorable outcome or good fortune
Örnekler
Their future looked rosy after securing the new contract.
Yeni sözleşmeyi güvence altına aldıktan sonra gelecekleri güllük gülistanlık görünüyordu.
She maintained a rosy outlook despite the challenges.
Zorluklara rağmen umut verici bir bakış açısını korudu.
Leksikal Ağaç
rosiness
rosy
rose
