blustery
Örnekler
The forecast predicted a blustery day with winds reaching up to 40 miles per hour.
Tahminler, rüzgarların saatte 40 mile kadar ulaştığı fırtınalı bir gün öngördü.
They struggled to walk in the blustery wind, holding onto their hats and coats.
Şapkalarını ve paltolarını tutarak, fırtınalı rüzgarda yürümekte zorlandılar.
02
övüngen, kabadayı
having a boastful or aggressive manner, often speaking with exaggerated confidence
Örnekler
His blustery manner scared some of the new employees.
Onun gürültülü tavrı bazı yeni çalışanları korkuttu.
The blustery politician gave a fiery speech to rally his supporters.
Yaygaracı politikacı, destekçilerini toplamak için ateşli bir konuşma yaptı.
Leksikal Ağaç
blustery
bluster



























