uncompromising
01
tavizsiz, ödünsüz
unwilling to change or give in
Örnekler
The coach was uncompromising, players either followed his rules or quit.
Koç tavizsizdi, oyuncular ya kurallarını izledi ya da bıraktı.
Her uncompromising honesty sometimes hurt people's feelings.
Onun tavizsiz dürüstlüğü bazen insanların duygularını incitirdi.
Leksikal Ağaç
uncompromisingly
uncompromising
compromising
compromise
