unconfined
01
serbest, kısıtlanmamış
free from confinement or physical restraint
02
sınırsız, kısıtlanmamış
not restricted or limited by boundaries
Örnekler
The open fields offered an unconfined space for the children to play and explore.
Açık tarlalar, çocukların oynaması ve keşfetmesi için sınırsız bir alan sunuyordu.
The unconfined views from the mountain top provided a breathtaking panorama of the surrounding landscape.
Dağın zirvesinden sınırsız manzaralar, çevredeki manzaranın nefes kesici bir panoramasını sundu.
Leksikal Ağaç
unconfined
confined
confine



























