titanic
ti
taɪ
tay
ta
ˈtæ
te
nic
nɪk
nik
British pronunciation
/ta‍ɪtˈænɪk/

"titanic"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

titanic
01

devasa, muazzam

extremely large in size or scale
example
Örnekler
The titanic mountain range stretched across the horizon, its peaks hidden by clouds.
Devasa dağ sırası ufuk boyunca uzanıyordu, zirveleri bulutlarla gizlenmişti.
They embarked on a journey to explore the titanic caverns deep beneath the earth's surface.
Dünya yüzeyinin derinliklerindeki devasa mağaraları keşfetmek için bir yolculuğa çıktılar.
example
Örnekler
His titanic struggle with addiction was both heartbreaking and inspiring.
Bağımlılıkla olan devasa mücadelesi hem yürek parçalayıcı hem de ilham vericiydi.
She faced a titanic challenge in balancing her career and family life.
Kariyeri ve aile hayatını dengelemede devasa bir mücadeleyle karşı karşıya kaldı.
03

titanyum ile ilgili, titanyuma özgü

related to titanium in a specific chemical form, especially in substances like titanium dioxide
example
Örnekler
Researchers are exploring titanic compounds for use in advanced battery technologies.
Araştırmacılar, gelişmiş pil teknolojilerinde kullanılmak üzere titanyum bileşiklerini araştırıyor.
The titanic catalyst helps speed up chemical reactions in industrial processes.
Titanik katalizör, endüstriyel süreçlerde kimyasal reaksiyonları hızlandırmaya yardımcı olur.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store