such
01
çok, öylesine
used to emphasize the degree or extent of something
Informal
Örnekler
The room has such large windows.
Odanın böyle büyük pencereleri var.
The garden has such vibrant flowers.
Bahçede bu kadar canlı çiçekler var.
such
01
çok
used to emphasize the remarkable degree or quality of something
Örnekler
He had never experienced such intense pain in his life.
Hayatında hiç bu kadar yoğun bir acı yaşamamıştı.
It was such a beautiful day that they decided to have a picnic.
O kadar güzel bir gündü ki piknik yapmaya karar verdiler.
Örnekler
Such actions are unacceptable in any community.
Bu tür eylemler herhangi bir toplulukta kabul edilemez.
She enjoys reading such books that open new worlds to her.
Ona, kendisine yeni dünyalar açan böyle kitapları okumaktan hoşlanır.
such
01
böyle, o kadar
of so extreme a degree or extent
such
01
böyle, böyle bir
used to refer back to someone or something previously mentioned
Örnekler
If such were the case, we would have taken a different approach.
Eğer böyle olsaydı, farklı bir yaklaşım benimsemiş olurduk.
He promised to support the project, and such was his commitment.
Projeyi destekleyeceğine söz verdi ve böyle oldu onun bağlılığı.
