to bequeath
01
miras bırakmak
to give personal property to someone through a legal instrument, typically after one's death
Ditransitive: to bequeath personal property to sb/sth
Örnekler
She decided to bequeath her family heirlooms to her grandchildren, ensuring they would stay within the family.
Aile yadigârlarını torunlarına vasiyet etmeye karar verdi, böylece aile içinde kalacaklarını garanti altına aldı.
The antique collection was bequeathed to the museum by the late art enthusiast.
Antika koleksiyonu, merhum sanat tutkunu tarafından müzeye vasiyet edildi.
