Spice
01
baharat
a type of dried plant with a pleasant smell used to add taste or color to the food
Örnekler
Cinnamon is a versatile spice that can be used in both sweet and savory dishes.
Tarçın, hem tatlı hem de tuzlu yemeklerde kullanılabilen çok yönlü bir baharattır.
The aromatic spice fills the kitchen with a delightful scent.
Aromatik baharat, mutfağı hoş bir kokuyla doldurur.
02
baharat, çeşni
the property of being seasoned with spice and so highly flavored
Örnekler
Curry powders add spice to the meal.
The dish had a lot of spice and heat.
03
baharat, çeşni
any of a variety of pungent aromatic vegetable substances used for flavoring food
to spice
01
baharatlamak, çeşni katmak
to add flavorful seasonings to food
Transitive: to spice food
Örnekler
She spices the curry with a blend of aromatic spices for a rich taste.
O, zengin bir tat için aromatik baharatların bir karışımıyla köriyi baharatlandırır.
He spices the chili with cumin and chili powder for a spicy kick.
O, baharatlı bir dokunuş için chiliyi kimyon ve chili tozu ile baharatlandırır.
02
baharatlandırmak, hareketlendirmek
to make something more lively, thrilling, or enjoyable
Transitive: to spice sth
Örnekler
Adding a bit of humor can spice an otherwise dull presentation and keep the audience engaged.
Biraz mizah eklemek, aksi takdirde sıkıcı olan bir sunumu renklendirebilir ve izleyiciyi ilgili tutabilir.
The author spiced the novel with unexpected twists to keep readers hooked until the end.
Yazar, okuyucuları sonuna kadar bağlı tutmak için romanı beklenmedik dönüşlerle renklendirdi.
