rudely
01
kaba bir şekilde, nezaketsizce
in an offensive or impolite way
Örnekler
He rudely interrupted her before she could finish her sentence.
O, cümlesini bitiremeden onu kabaca böldü.
The customer rudely demanded a refund without giving any explanation.
Müşteri, hiçbir açıklama yapmadan kaba bir şekilde iade talep etti.
Örnekler
The comedian spoke rudely, but the crowd still laughed.
Komedyen kabaca konuştu, ama kalabalık yine de güldü.
The play was rudely hilarious, filled with bathroom humor.
Oyun, tuvalet mizahıyla dolu kaba bir şekilde komikti.
02
kabaca, kaba bir şekilde
in an abrupt, harsh, or jarring way
Örnekler
I was rudely awakened by a loud crash outside.
Dışarıdaki yüksek bir gürültüyle kabaca uyandırıldım.
The meeting was rudely cut short by a fire alarm.
Toplantı, bir yangın alarmı tarafından kabaca yarıda kesildi.
03
kaba bir şekilde, ilkel bir şekilde
in a way that is crude, primitive, or lacking in finish or sophistication
Örnekler
The shelter was rudely constructed from leftover wood.
Barınak, artık tahtalardan kaba bir şekilde inşa edilmişti.
They rudely carved the sign into the bark with a pocketknife.
Kabaca, cep bıçağıyla işareti kabuğa oydular.
Leksikal Ağaç
rudely
rude



























