Rue
01
sedefotu
a perennial herb with bitter-tasting leaves used for culinary and medicinal purposes
Örnekler
Be careful when handling rue in the garden, as its sap can cause a painful rash.
Bahçede sedef otu ile uğraşırken dikkatli olun, çünkü öz suyu ağrılı bir döküntüye neden olabilir.
A single sprig of bitter rue was used to garnish the classic cocktail.
Klasik kokteyli süslemek için tek bir sedef otu dalı kullanılırdı.
02
pişmanlık, vicdan azabı
a feeling of regret or sadness over something wrong done or a missed opportunity
Örnekler
He felt deep rue after insulting his friend.
Arkadaşına hakaret ettikten sonra derin bir pişmanlık hissetti.
Her rue over the lost chance was clear in her voice.
Kayıp şans üzerine duyduğu pişmanlık sesinde belliydi.
to rue
01
pişmanlık duymak, dizini dövmek
to feel regret or sorrow for something
Transitive: to rue sth
Örnekler
He rued the missed opportunity to invest in the stock market before it soared.
O, borsada yükselmeden önce yatırım yapma fırsatını kaçırdığı için pişman oldu.
She currently rues the decision to skip the important meeting.
Şu anda önemli toplantıyı kaçırma kararından pişmanlık duyuyor.
Leksikal Ağaç
rueful
rue
