Ara
Rudiments
01
temel bilgiler
the earlier versions of something that are not fully developed
Example
The artist 's early sketches served as the rudiments of their final masterpiece, capturing the initial ideas and composition.
Sanatçının erken gözlemleri, son başyapıtlarının temel unsurları olarak işlev gördü, başlangıçtaki fikirleri ve kompozisyonu yakaladı.
With just the rudiments of a plan, they embarked on their entrepreneurial journey, full of determination and a vision for success.
Sadece temel unsurlarına sahip bir planla, kararlılık ve başarı vizyonu ile girişimcilik yolculuklarına başladılar.
02
esaslar
the basic things you learn first about any subject
Example
In music class, they started by learning the rudiments of reading sheet music and understanding musical notation.
Müzik dersinde, nota okuma ve müzik notasyonunu anlama temel bilgileri öğrenerek başladılar.
The workshop provided participants with the rudiments of photography, covering essential topics such as composition, lighting, and exposure.
Atölye, katılımcılara fotoğrafçılığın temel bilgilerini sağladı ve kompozisyon, aydınlatma ve pozlama gibi temel konuları kapsadı.
