to rejoin
01
tekrar katılmak
to go back to someone or something after a separation
Intransitive
Örnekler
After years of being apart, the long-lost friends decided to rejoin for a memorable reunion.
Yıllarca ayrı kaldıktan sonra, uzun zamandır kayıp olan arkadaşlar unutulmaz bir buluşma için yeniden bir araya gelmeye karar verdiler.
The family members rejoin every summer to create lasting memories at their ancestral home.
Aile üyeleri, atalarının evinde kalıcı anılar yaratmak için her yaz yeniden bir araya gelir.
02
cevap vermek
to respond to someone often in a witty, angry, or disapproving manner
Intransitive: to rejoin with a remark
Örnekler
After being criticized for his proposal, he rejoined sharply, " Well, I'd like to see you come up with a better idea! "
Önerisi için eleştirildikten sonra, keskin bir şekilde karşılık verdi: "Peki, senin daha iyi bir fikir bulduğunu görmek isterim!"
Instead of remaining silent, he chose to rejoin with a quick and biting comeback.
Sessiz kalmak yerine, hızlı ve keskin bir cevapla karşılık vermeyi seçti.
Leksikal Ağaç
rejoin
join



























