perversely
01
inatçı bir şekilde
in a way that shows a stubborn refusal to behave reasonably or accept what is right
Örnekler
Despite the clear evidence, she perversely insisted that the earth was flat.
Açık kanıtlara rağmen, dünyanın düz olduğu konusunda inatla ısrar etti.
He perversely refused to wear a helmet, even after seeing several accidents.
O, birkaç kaza gördükten sonra bile, inatla kask takmayı reddetti.
02
ters bir şekilde, sapkın bir şekilde
in a manner that goes against what is usual, expected, or appropriate
Örnekler
He was perversely proud of failing school, which surprised everyone.
Okulda başarısız olmaktan ters bir şekilde gurur duyuyordu, bu da herkesi şaşırttı.
The politician perversely gained support by opposing popular reforms.
Politikacı, popüler reformlara karşı çıkarak ters bir şekilde destek kazandı.
Leksikal Ağaç
perversely
perverse
