to overhaul
01
bakım onarım yapmak
to examine, repair, and make significant improvements or changes to something
Transitive: to overhaul a system or procedure
Örnekler
The company decided to overhaul its outdated website, introducing a new design and features.
Şirket, eski web sitesini elden geçirmeye karar vererek yeni bir tasarım ve özellikler sunuyor.
The organization is planning to overhaul its business processes for greater efficiency.
Organizasyon, daha fazla verimlilik için iş süreçlerini gözden geçirmeyi planlıyor.
02
geçmek, yetisip geçmek
to catch up to and pass someone who was previously ahead
Transitive: to overhaul sb/sth
Örnekler
In the final lap of the race, the runner overhauled her competitor to take the lead and win the gold medal.
Yarışın son turunda, koşucu rakibini geçerek öne geçti ve altın madalyayı kazandı.
The cyclist overhauled the pack in the mountain stage of the Tour de France.
Bisikletçi, Tour de France'ın dağ etabında grubu geçti.
Overhaul
01
genel bakım
a thorough inspection and repair of a machine or system to improve its performance or extend its lifespan
Örnekler
The aircraft underwent a thorough overhaul to ensure all components met safety and performance standards.
Uçak, tüm bileşenlerin güvenlik ve performans standartlarını karşıladığından emin olmak için kapsamlı bir revizyondan geçti.
The car engine required a complete overhaul to address issues with fuel efficiency and power output.
Araba motorunun yakıt verimliliği ve güç çıkışı ile ilgili sorunlarını gidermek için tam bir revizyon gerekiyordu.
Leksikal Ağaç
overhaul
haul
