inert
Örnekler
The inert rock lay undisturbed at the bottom of the river.
Hareketsiz kaya, nehrin dibinde rahatsız edilmeden yatıyordu.
The inert gases in the atmosphere do not readily react with other elements.
Atmosferdeki inert gazlar diğer elementlerle kolayca reaksiyona girmez.
02
inert, reaktif olmayan
not participating in chemical reactions under normal conditions
Örnekler
Helium is an inert gas.
Helyum inert bir gazdır.
The compound remained inert during the experiment.
Bileşik deney sırasında inert kaldı.
03
dingin
lacking power or enthusiasm, resulting in slow movement or response
Örnekler
The lazy afternoon made the town feel inert, as if time itself had slowed down.
Tembel öğleden sonra, kasabayı hareketsiz hissettirdi, sanki zamanın kendisi yavaşlamış gibi.
After the long hike, John felt inert, barely able to lift his tired legs.
Uzun yürüyüşten sonra John hareketsiz hissetti, yorgun bacaklarını zar zor kaldırabiliyordu.
Leksikal Ağaç
inertial
inertness
inert
