ill
ill
ɪl
il
British pronunciation
/ˈɪl/

"ill"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

01

hasta

not in a fine mental or physical state
Dialectbritish flagBritish
sickamerican flagAmerican
ill definition and meaning
example
Örnekler
She has been feeling ill for a week and finally decided to see a doctor.
Bir haftadır hasta hissediyor ve sonunda bir doktora görünmeye karar verdi.
The stress of his job made him ill, and he needed some time off to recover.
İşinin stresi onu hasta etti ve iyileşmek için biraz zamana ihtiyacı vardı.
02

uğursuz, kötü şans getiren

suggesting or indicating bad luck, misfortune, or unfavorable outcomes
ill definition and meaning
example
Örnekler
The sudden appearance of a black cat was seen as an ill omen by the superstitious villagers.
Batıl inançlı köylüler tarafından siyah bir kedinin aniden ortaya çıkışı kötü bir alamet olarak görüldü.
The ill timing of the announcement caused unnecessary panic among the employees.
Duyurunun kötü zamanlaması, çalışanlar arasında gereksiz bir paniğe neden oldu.
03

hasta, üzücü

distressing
04

hasta, rahatsız

resulting in suffering or adversity
05

sömürmek, gücünden yararlanmak

exploit the power of
06

düşmanca, kötü niyetli

indicating hostility or enmity
ill
01

kötü, yetersiz bir şekilde

in an inadequate, faulty, or unsatisfactory manner
example
Örnekler
The hastily built fence held up ill during the storm.
Aceleyle inşa edilen çit fırtına sırasında kötü dayandı.
She slept ill, tossing and turning all night.
O kötü uyudu, bütün gece dönüp durdu.
02

güçlükle, ancak

with difficulty or inconvenience; scarcely or hardly
03

kötü, aşağılayıcı bir şekilde

in a critical or disparaging manner
example
Örnekler
He spoke ill of his former partners after the dispute.
Anlaşmazlıktan sonra eski ortaklarından kötü bahsetti.
She never thought ill of anyone, even her critics.
O, eleştirmenleri bile olsa, hiç kimse hakkında kötü düşünmedi.
01

hastalık, rahatsızlık

an often persistent bodily disorder or disease; a cause for complaining
02

kötülük, sorun

an undesirable condition or difficulty that requires attention or resolution
example
Örnekler
The community faced several social ills, including poverty and unemployment.
Topluluk, yoksulluk ve işsizlik de dahil olmak üzere birçok sosyal sorunla karşı karşıya kaldı.
The politician promised to address the ills of the healthcare system if elected.
Politikacı, seçilirse sağlık sisteminin sorunlarını ele alacağına söz verdi.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store