prodigious
Örnekler
The earthquake caused a prodigious amount of damage to the city.
Deprem, şehre muazzam miktarda hasara neden oldu.
She has a prodigious talent for playing the piano.
Piyano çalmada olağanüstü bir yeteneği var.
02
olağanüstü, müthiş
extraordinary and serving as a warning or sign of future events
Örnekler
The prodigious comet was seen as a sign of great change to come.
Olağanüstü kuyruklu yıldız, gelecek büyük bir değişimin işareti olarak görüldü.
The prodigious eclipse was interpreted as a bad omen by the ancient civilization.
Antik uygarlık tarafından olağanüstü tutulma kötü bir alamet olarak yorumlandı.
Leksikal Ağaç
prodigiously
prodigious
prodigy



























