to glorify
01
yüceltmek, onurlandırmak
to praise or honor something or someone
Örnekler
The ongoing project currently glorifies the dedication and creativity of the team.
Devam eden proje şu anda ekibin özveri ve yaratıcılığını yüceltiyor.
Over the years, this organization has glorified the spirit of volunteerism.
Yıllar boyunca, bu organizasyon gönüllülük ruhunu yüceltmiştir.
02
yüceltmek, şereflendirmek
bestow glory upon
03
yüceltmek, şanlandırmak
cause to seem more splendid
04
yüceltmek, övmek
to honor and praise God through worship
Örnekler
The congregation gathered to glorify God through songs of praise and worship.
Cemaat, övgü ve ibadet şarkılarıyla Tanrı'yı yüceltmek için toplandı.
The choir 's harmonious voices were raised to glorify the Lord in the cathedral.
Koro uyumlu sesleriyle katedralde Rab'bi yüceltmek için yükseldi.
Leksikal Ağaç
glorified
glorify
glory
