gloriously
01
şanlı bir şekilde, muhteşem bir şekilde
in a way that brings great pleasure, beauty, or joy
Örnekler
The flowers bloomed gloriously in the spring sunshine.
Çiçekler bahar güneşinde muhteşem bir şekilde açtı.
They spent a gloriously peaceful afternoon by the lake.
Göl kenarında muhteşem bir şekilde huzurlu bir öğleden sonra geçirdiler.
1.1
şanlı bir şekilde, muhteşem bir şekilde
used to emphasize how extremely pleasant or sunny the weather is
Örnekler
It was gloriously warm for a spring morning.
Bir bahar sabahı için muhteşem derecede sıcaktı.
We spent the entire weekend outdoors because it was gloriously sunny.
Tüm hafta sonunu dışarıda geçirdik çünkü hava muhteşem derecede güneşliydi.
02
şanlı bir şekilde, muhteşem bir şekilde
in a manner marked by notable success, honor, or splendor
Örnekler
The team played gloriously, securing a historic victory.
Takım şanlı bir şekilde oynayarak tarihi bir zafer kazandı.
She defended her position gloriously in front of a critical audience.
Eleştirel bir izleyici kitlesi önünde konumunu şanlı bir şekilde savundu.
Leksikal Ağaç
ingloriously
gloriously
glorious
glory
