fantastically
01
olağanüstü biçimde
in an extraordinarily excellent or impressive manner
Örnekler
The team played fantastically, winning every match this season.
Takım bu sezon her maçı kazanarak fantastik bir şekilde oynadı.
She sang fantastically at the audition, securing the lead role immediately.
Seçmelerde harikulade bir şekilde şarkı söyledi ve hemen başrolü aldı.
1.1
fantastik bir şekilde, inanılmaz derecede
to an extremely high or remarkable degree
Örnekler
The stock market has been performing fantastically well this quarter.
Borsa bu çeyrekte fantastik bir şekilde iyi performans gösterdi.
She was fantastically lucky to find her lost ring in the sand.
Kumda kaybolan yüzüğünü bulmakta inanılmaz derecede şanslıydı.
02
fantastik bir şekilde, olağanüstü bir şekilde
in a bizarre, imaginative, or unreal way
Örnekler
The movie 's plot was fantastically weird, full of unexpected twists.
Filmin konusu fantastik bir şekilde garip, beklenmedik dönüşlerle doluydu.
She dressed fantastically for the costume party, looking like a mythical creature.
Kostüm partisi için fantastik bir şekilde giyindi, mitolojik bir yaratık gibi görünüyordu.
Leksikal Ağaç
fantastically
fantastical
fantastic
fantasy



























