disfavor
dis
dɪs
dis
fa
ˈfeɪ
fey
vor
vɜr
vır
British pronunciation
/dɪsfˈeɪvə/
disfavour

"disfavor"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to disfavor
01

dezavantaj sağlamak, zarar vermek

to disadvantage or harm someone or something by hindering their progress
Transitive: to disfavor sb/sth
to disfavor definition and meaning
example
Örnekler
The new policies disfavored small businesses, making it difficult for them to compete with larger corporations.
Yeni politikalar küçük işletmeleri dezavantajlı duruma düşürdü, büyük şirketlerle rekabet etmelerini zorlaştırdı.
His outspoken views on the topic disfavored him among his colleagues, leading to ostracism in the workplace.
Konu hakkındaki açık sözlü görüşleri, meslektaşları arasında onu dezavantajlı duruma düşürdü ve iş yerinde dışlanmasına yol açtı.
Disfavor
01

itibarsızlık, gözden düşme

a feeling of not liking or rejecting someone or something
example
Örnekler
The new policy received widespread disfavor from employees.
Yeni politika, çalışanlardan yaygın bir hoşnutsuzluk aldı.
His actions resulted in the disfavor of both colleagues and superiors.
Onun eylemleri hem meslektaşlarının hem de amirlerinin hoşnutsuzluğuna yol açtı.
02

itibarsızlık

the state of not being liked or accepted
example
Örnekler
The unpopular decision found itself in disfavor among the community members.
Popüler olmayan karar, topluluk üyeleri arasında gözden düşme durumuna geldi.
Persistent delays in project completion put the team leader in professional disfavor.
Projenin tamamlanmasındaki kalıcı gecikmeler, ekip liderini profesyonel bir gözden düşme durumuna soktu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store