to contuse
01
berelemek
to cause a bruise or injury to the body, typically by blunt force or impact
Transitive: to contuse a body part
Örnekler
Firefighters must be careful when rescuing accident victims not to further contuse any injured areas.
İtfaiyeciler, kaza kurbanlarını kurtarırken yaralı bölgeleri daha fazla ezmemeye dikkat etmelidir.
The gymnast contused her hip when she landed hard on the uneven bars dismount.
Jimnastikçi, asimetrik barlardan inişte sert bir şekilde düştüğünde kalçasını ezdi.
Leksikal Ağaç
contusion
contuse
