wise
01
akıllı
deeply knowledgeable and experienced and capable of giving good advice or making good decisions
Örnekler
Grandparents are often considered wise because of their life experiences and wisdom.
Büyükanne ve büyükbabalar, yaşam deneyimleri ve bilgelikleri nedeniyle genellikle bilge olarak kabul edilir.
The wise leader carefully considers all options before making decisions for the team.
Bilge lider, takım için kararlar almadan önce tüm seçenekleri dikkatlice değerlendirir.
Örnekler
His wise advice helped me navigate a difficult situation.
Onun bilgece tavsiyeleri zor bir durumda yol almama yardımcı oldu.
She made a wise decision to save money for the future.
O, gelecek için para biriktirme konusunda akıllıca bir karar verdi.
InformalÖrnekler
Do n’t get wise with me, young lady, or there will be consequences.
Bana akıllı olma, genç bayan, yoksa sonuçları olur.
The teenager got wise with the coach and was benched for the rest of the game.
Genç, koçla kaba davrandı ve maçın geri kalanında yedek kulübesine alındı.
04
bilgili, haberdar
evidencing the possession of inside information
Wise
01
yol, tarz
a way of doing or being
Leksikal Ağaç
unwise
wisdom
wisely
wise
Yakın Kelimeler
