unusual
un
ʌn
an
us
juʒ
yuj
ual
wəl
vel
British pronunciation
/ʌnˈjuːʒuəl/

"unusual"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

unusual
01

olağandışı

not commonly happening or done
unusual definition and meaning
example
Örnekler
His quiet behavior at the party was unusual.
Partideki sessiz davranışı alışılmadık bir durumdu.
The chef uses unusual ingredients in his recipes.
Şef, tariflerinde alışılmadık malzemeler kullanır.
02

olağandışı, alışılmadık

differing from the norm or expectation
unusual definition and meaning
example
Örnekler
The house had an unusual design with uneven windows and slanted walls.
Ev, eşit olmayan pencereler ve eğik duvarlarla alışılmadık bir tasarıma sahipti.
His behavior at the meeting was unusual, leaving everyone puzzled.
Toplantıdaki davranışı alışılmadıktı, herkesi şaşkına çevirdi.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store