unusual
Örnekler
His quiet behavior at the party was unusual.
Partideki sessiz davranışı alışılmadık bir durumdu.
The chef uses unusual ingredients in his recipes.
Şef, tariflerinde alışılmadık malzemeler kullanır.
02
olağandışı, alışılmadık
differing from the norm or expectation
Örnekler
The house had an unusual design with uneven windows and slanted walls.
Ev, eşit olmayan pencereler ve eğik duvarlarla alışılmadık bir tasarıma sahipti.
His behavior at the meeting was unusual, leaving everyone puzzled.
Toplantıdaki davranışı alışılmadıktı, herkesi şaşkına çevirdi.
Leksikal Ağaç
unusual
usual



























