unusually
01
olağandışı bir şekilde, alışılmadık bir şekilde
in a manner that is not normal or expected
Örnekler
She smiled unusually, revealing a hint of mischief in her eyes.
Olağandışı bir şekilde gülümsedi, gözlerinde bir parça yaramazlık ortaya çıktı.
The cat behaved unusually, hiding under the bed all day.
Kedi olağandışı bir şekilde davrandı, bütün gün yatağın altında saklandı.
02
alışılmadık biçimde
more than usual or greater than average
Örnekler
He was unusually quiet today, which made me worry about him.
Bugün olağandışı bir şekilde sessizdi, bu da onun için endişelenmeme neden oldu.
My cat was behaving unusually playful, darting across the room.
Kedim olağandışı bir şekilde oyuncu davranıyordu, odanın içinde hızla koşuyordu.
Leksikal Ağaç
unusually
usually
usual



























