seething
01
kaynayan, kızgın
in constant agitation
02
kaynayan, fokurdayan
having an intense heat, often characterized by bubbling or boiling
Örnekler
The seething pot of soup bubbled furiously on the stove.
Ocakta kaynayan çorba tenceresi şiddetle köpürüyordu.
The seething crowd at the concert surged toward the stage in excitement.
Konserdeki kaynayan kalabalık heyecanla sahneye doğru ilerledi.
Leksikal Ağaç
seething
seethe
