
Ara
quaint
Example
She has a quaint way of speaking that ’s both charming and eccentric.
Onun konuşmasının hem büyüleyici hem de eksantrik olan tuhaf bir tarzı var.
His quaint sense of humor often catches people off guard with its peculiar wit.
Onun alışılmadık mizah anlayışı, kendine özgü zekasıyla insanları sıklıkla şaşırtır.
Example
The quaint little cottage, with its thatched roof and flower-filled garden, looked like something from a storybook.
Saman çatılı ve çiçek dolu bahçesiyle bu şirin küçük kulübe, bir masal kitabından fırlamış gibi görünüyordu.
They stayed in a quaint bed and breakfast in the countryside, complete with antique furniture.
Kırsalda, antika mobilyalarla dolu şirin bir pansiyonda kaldılar.