Quagmire
01
bataklık
a soft, muddy area of land that is difficult to traverse or escape
Örnekler
Hikers found themselves stuck in a quagmire of mud after heavy rainfall flooded the trail.
Yürüyüşçüler, şiddetli yağmurun patikayı su basmasının ardından kendilerini bir bataklık içinde sıkışmış buldular.
The farmer 's tractor became mired in the quagmire of the field, unable to move forward.
Çiftçinin traktörü tarlanın bataklığına saplandı, ilerleyemedi.
02
sıkıntılı durum
a complex, difficult, or hazardous situation
Örnekler
The political debate quickly devolved into a quagmire of conflicting opinions and personal attacks.
Siyasi tartışma hızla çatışan görüşler ve kişisel saldırıların bir bataklığına dönüştü.
After investing in the failing company, he found himself in a financial quagmire, unable to recover his losses.
Başarısız şirkete yatırım yaptıktan sonra, kendini finansal bir bataklıkta buldu ve kayıplarını geri alamadı.
Leksikal Ağaç
quagmire
quag
mire



























