to protrude
01
çıkıntı yapmak
to project from a surface
Örnekler
The tree branch protruded from the side of the cliff, making it dangerous to pass.
Ağaç dalı uçurumun yan tarafından çıkıntı yapıyordu, bu da geçmeyi tehlikeli hale getiriyordu.
His eyes seemed to protrude from his face, giving him an intense expression.
Gözleri yüzünden çıkıntı yapıyor gibiydi, bu da ona yoğun bir ifade veriyordu.
02
çıkıntı yapmak, dışarı doğru şişmek
swell or protrude outwards
03
çıkıntı yapmak, dışarı doğru çıkmak
bulge outward
Leksikal Ağaç
protruding
protrusion
protrusive
protrude



























