to protract
01
uzatmak
to extend a period of time or duration
Transitive: to protract a process or situation
Örnekler
She protracted the meeting by discussing irrelevant topics.
O, ilgisiz konuları tartışarak toplantıyı uzattı.
He protracted his response to avoid making a decision.
Bir karar vermekten kaçınmak için cevabını uzattı.
Leksikal Ağaç
protracted
protractible
protract



























