obdurate
ob
ˈɑb
ab
du
rate
rət
ret
British pronunciation
/ˈɒbdjɔːɹət/

"obdurate"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

obdurate
01

inatçı, dik başlı

stubbornly refusing to change one's behavior or course, especially in doing wrong
example
Örnekler
The criminal remained obdurate, refusing to admit guilt.
Suçlu, suçunu kabul etmeyi reddederek inatçı kaldı.
He was obdurate in his dishonesty, even when confronted with evidence.
Sahtekarlığında inatçıydı, hatta kanıtlarla karşı karşıya kaldığında bile.
02

duygusuz, katı yürekli

emotionally hardened; unmoved by pity, compassion, or tender feelings
example
Örnekler
The king was obdurate to the cries of his starving people.
Kral, aç halkının çığlıklarına karşı inatçı idi.
She gave an obdurate response, showing no sympathy for their suffering.
O, onların acısına hiç sempati göstermeden inatçı bir yanıt verdi.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store