muzzy
01
kafası karışık, bulanık
confused or unclear in thought or perception
Örnekler
After staying up all night, I felt a bit muzzy the next day.
Bütün gece uyumadıktan sonra, ertesi gün biraz kafası karışık hissettim.
After hours of studying, his mind felt muzzy and he could n't concentrate.
Saatlerce çalıştıktan sonra, zihni bulanık hissediyordu ve konsantre olamıyordu.
Örnekler
The photograph came out muzzy due to the low light conditions.
Fotoğraf, düşük ışık koşulları nedeniyle bulanık çıktı.
The details of her memory were muzzy, making it difficult to piece together the full story.
Hafızasının detayları bulanıktı, bu da hikayenin tamamını bir araya getirmeyi zorlaştırıyordu.
