monolithic
01
monolitik, devasa
extremely large and solid, often giving an impression of immovability
Örnekler
The monolithic skyscraper loomed over the city, dominating the skyline with its massive presence.
Monolitik gökdelen, devasa varlığıyla şehrin üzerinde yükseliyor ve silüeti domine ediyordu.
The monolithic rock formation was a breathtaking sight, its immense scale awe-inspiring to all who saw it.
Monolitik kaya oluşumu nefes kesici bir manzaraydı, muazzam ölçeği gören herkese huşu veriyordu.
Örnekler
The monolithic statue was carved from a single block of granite.
Monolitik heykel tek bir granit bloktan oyulmuştur.
The ancient temple featured monolithic columns that stood tall and imposing.
Antik tapınak, uzun ve etkileyici duran monolitik sütunlara sahipti.
Leksikal Ağaç
monolithic
lithic
